YOUTUBE KANALIMIZI TAKİP EDİN >>> YOUTUBE KANALA GİRİŞ İÇİN TIKLA
Kısa Şiir tam anlamıyla hayatımızın bir parçasıdır. hatta bazı şiirler vardır ki, şair için ‘Benimle aynı şeyleri mi yaşadı acaba?’ diye sizi düşündürür. KISA ŞİİRLER – EN GÜZEL DÖRTLÜK ŞİİRLER
Aşağıda sizin için derlediğimiz kısa şiirler için de bu cümleyi kurabilir ve mısraların içinde kaybolabilirsiniz.
Kısa şiirlerin, tıpkı şairler gibi toplumda önemli bir rolü ve işlevi vardır.
Kısa Şiirin ana amacı ve görevi, insanları “daha derin” gerçekler hakkında aydınlatmaktır.
Kısa şiir sanata benzer, fakat farklı insanlar tarafından farklı olarak algılanabilen bir yapıya sahiptir.
Yazan kişi Okuyucunun içindeki gizli duyguları ortaya çıkarır ve bu duyguları görmeleri için onlara bir resim çizer.
Kısa Şiirler, bize ilham verip teşvik ederken aynı zamanda yeni dünyada insanların cehaletten ve kötülüklerden kurtulması için önemli bir kaynaktır.
KISA ŞİİRLER – EN GÜZEL DÖRTLÜK ŞİİRLER
KISA ŞİİRLER – EN GÜZEL DÖRTLÜK ŞİİRLER
Aynanın Oyunu
Bir çocuk doğdu, bendim.
Sıraya girdim insanlar içinde.
Alay bayrak büyüdüm
Odalar, sofalar içinde.
Bir ayna doğdu, gördüm.
Sıraya girdi aynalar içinde.
İsime geldi, aldım,
Çarşılar, pazarlar içinde.
Bunca yıl yüzüne baktım.
Kendisini aşmadı
Olanlar içinde.
Bir sabah uyandım,
Duruyordu karşımda
Düşmancasına,
Bir cam,
Aldanmış,
Kendini ayna sanmış..
öZdemir ASAF
Şiir aslında bir köprüdür. Daha iyi insanlar olma ve dünyadaki değişime ayak uydurma yolunda bize ışık tutar.
Birbirimizi parçalara ayırmak yerine bir araya getirmekle ilgili bir dünya yaratır. Düşündüğümüz kadar farklı olmadığımızı anlamamıza yardımcı olur.
KISA ŞİİRLER – EN GÜZEL DÖRTLÜK ŞİİRLER
Ve tüm farklılıklarımıza rağmen, üzüntümüzde, acılarımızda, sevinç ve mutluluğumuzda yalnız olmadığımızı gösterir.
Dünya üzerinde yaşayan herhangi bir canlıdan zerre kadar farkı olmayan insanoğlunun bu gereksiz çabasını da anlamıyorum.
“Yorgun musun?” bana sorulacak en yerinde soruydu. Evet, diye bağıran bir stadyum dolusu ses duydum içimde. Çok yorgundum. Herkesten çok…
İnsanlığımızı, ahlakımızı, dünyayı çok uzun zaman önce yok ettik.”
KISA ŞİİRLER – EN GÜZEL DÖRTLÜK ŞİİRLER
“Seni anlıyorum!” demek büyük bir yalandır. Kocaman bir yalan. Kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada… Var olan en sağlam zırh insan vücududur. İçindekileri en iyi saklayan kasa odur. Koridorlarında birikenlerin kokusunu bile yaymaz dışarıya. Deliliğinin kokusunu, anormalliğinin kokusunu duyamazsın yanında gazete okuyan adamın, otobüs durağında. Sadece gördüklerin vardır. Beş duyunun algıladığı kadar algılarsın aileni, sevgilini, çocuğunu. Dolayısıyla herhangi bir şeyi, birini anladığına, ama gerçekten anladığına emin olmak, sarıldığında arkasında ellerini kavuşturabilecek kadar o şeyi ya da kimseyi anlamak olağanüstü bir durumdur. Ve çok zaman isteyen söz konusu olağanüstü ilişki için olağanüstü bir insan olmak gerekir.
“İnansaydım herhangi birine, uğruna gerekirse dünyayı kan gölüne çevirirdim. Okyanuslar kırmızı olurdu. Pıhtılaşmış kanlardan siyah dağlar yükselirdi. Ama inanamadım. Bir türlü inanamadım…”
KISA ŞİİRLER – EN GÜZEL DÖRTLÜK ŞİİRLER
Kayra yazsaydı bu şarkıyı, şöyle söylerdi: “Ne olursa olsun, ölmeye mecbursun!” Ve ben ona yanıt verirdim: “Ölmeye hepimiz mecburuz! Kolaysa yaşamaya mecbur ol!”
“Bu saatler sadece benim eğlencem. Bunlar, her insanın göğsünde taşıdığı şeyin basit birer taklidi yalnızca. Zira, nasıl gözleriniz görmeye, kulaklarınız duymaya yarıyorsa, insanın yüreği de zamanı algılamaya yarar. Kör bir insan için gökkuşağının renkleri, sağır bir insan için kuş sesleri nasıl boşunaysa, bütün bir yürekle algılanmayan zaman da öyle boşa gider, kaybolur. Ama ne yazık ki, düzgün çarpmasını bildiği halde kör ve sağır olan nice yürekler vardır.”
“Ya kalbim bir gün artık çarpmazsa?” diye sordu Momo.
“O vakit, senin için zaman da biter, çocuğum” diye karşılık verdi Hora Usta. “Bunu şöyle de söyleyebiliriz: Zaman içinde günler, geceler, aylar ve yıllarca geriye doğru giden aslında sen kendinsin. Bir gün çıkıp geldiğin o sihirli kapıya doğru yaşamın boyunca geri gidiyorsun, sonunda yine oradan çıkıp gideceksin.”
“Ya öbür tarafta ne var?”
“İşte orada, bazen taa içinde duyduğunu söylediğin müziği bulacaksın. Ama, artık sen de o müziğin içindeki bir ses olacaksın.” Momo’yu süzdü ve “Fakat sen bunları daha anlayamazsın, değil mi?” diye sordu.
“Yoo” dedi Momo. “Sanırım anlıyorum.” Hiçbir Zaman Sokağı’nda nasıl her şeyin geri doğru hareket ettiğini hatırladı ve sordu: “Sen ölüm müsün?”
Hora Usta gülümsedi ve karşılık vermeden önce bir an düşündü. “İnsanlar ölümün ne olduğunu bilselerdi ondan hiç korkmazlardı. Korkmayınca da, kimse onların yaşam zamanını çalamazdı” dedi.
0 Comments