Stres adamı bitiriyor, net! Kadını bilmiyorum. O konuda ukalalık yapamam.
İnsanlar o kadar yanardöner olmuş ki; yaptıklarını görüyorum, duyuyorum ama onlara söyleyecek söz bulamıyorum.
Kime gel dediysek işi çıktı; bize gel diyene işimizi gücümüzü bırakıp koştuk, bizim kaybetmemiz çok normal.
Zaten herkes edebiyat aşığı… Derin felsefe uzmanı, yaşam gurusu, filozof, şair. Bırakın bu mükemmellik ayaklarını, hepimiz aciziz, muhtacız.
Eğer, şehvetin ve nefsin hevesine kapılır gidersen, ben sana haber vereyim ki, eli boş, nasipsiz gideceksin!
Herkes kendine yakışanı yapar… Sahteler silinip gider hayatımızdan, vefalı dostlar ise yüreğimizin başkentindedir her zaman.
Ariflerden biri dedi ki, kiminle beraber olursan sende onun haliyle olursun. Beraber oturmak aynılaşmaktır. Her kuş kendi cinsiyle uçar.
İçinde bulunduğunuz durumu kelimeler anlatmaya yetmeyecek hale geldiğiniz zaman ancak bizi anlayabileceksiniz.
Akıl almayacak şeyler yaşıyoruz ve bir taraftan olan aklımızı delirterek yok ediyorlar. Sağlam durmak cidden mucize, kafayı sıyırıyoruz.
Kimse kimsenin haliyle duygusuyla derdiyle ilgilenmez, sadece ne olacak diye merak eder onu görmek için de dahil olur sürece.
O beden testisi ab-ı hayatla dopdolu, bu beden testisi ise ölüm zehiri ile. İçindekine bakarsan padişahsın, kabına bakarsan yolu yitirdin.
Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasırdır; ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın.
Akıp giden zaman içinde bir kafesteyim, her türlü amelde çok ahesteyim, kabrim. Beni bekliyorken dünyalık hevesteyim, uyandır artık ya rab! Belki son nefesteyim.
İnsanlar, uğrunda çaba gösterdikleri her şeye ulaşırlar. Ey bahtlı kişi! Kuru duayı bırak. Ağaç mı istiyorsun, tohum ekmelisin.
Bazı insanlar, kişiliklerinin eksik yanlarıyla yüzleşmek yerine, eksikliklerini başkalarının masumiyetlerine dil uzatarak kapatmayı ve sağır vicdanlarına karşı dürüst olmaktansa ağır kusurlarını yükleyecek bir günah keçisi bulmayı tercih ederler.
Aşk nasip işidir, hesap işi değil! Aşk adayıştır, arayış değil! Sen adanmışsan ve yanmışsan bu uğurda, aşk seni bulmaya gelir!
Aşkın her halini gördüm! O yüzden artık ne hali varsa görsün.
Yoluma çıkan dilenci olsan! Ömrümü sana sadaka diye verirdim.
Kızgınlık çok gürültülüdür. Kırgınlık oysa ne kadar da sessiz…
Hayır, asla unutmadım seni! Sadece yokmuşsun gibi davranıyorum.
Benden sonra kime ne kadar ‘canım.’ diyorsan. O kadar canın yansın!
Ne kadar şeytan olursan ol, yanıma geldiğinde pabuçlarına dikkat et.
6 milyar insan içinde o’nu bulmuşum hala benim için ne yaptın diyor!
Hiç bir insan için ağlamaya değmez. Çünkü değen insan zaten ağlatmaz.
Nefrete sevgiden daha çok güveniyorum, çünkü nefretin sahtesi olmaz!
Tıp ne kadar ilerler ise ilerlesin, ar damarındaki çatlağı tedavi edemez.
Allah’ım nolur geri zekalı insanları benden uzak tut. Ben sinirli biriyim.
Nefret, çok lüks bir duygudur. Sadece sevdiklerimiz harcanarak yaşanabilir.
Yeter be! İstemiyorum artık kimseyi yanımda. Her gelen biraz daha acıtıp gidiyor nasılsa.
Kin besliyorum sana karşı, içimdeki nefret iflah olmaz, kızgınım sana neşem yok bu aralar.
Ümit ediyorum hala, belki bir gün gelir sen de acı çekersin, sen de seversin ve kaybedersin.
Bazılarını balkondan sarkıtıp; içlerindeki tüm pislikler dökülene kadar silkelemek istiyorum!
Silah gibi sözlerin vurdu beni gözlerin, özlüyorum eski günleri bitsin bu kızgınlık hadi dön geri.
En büyük hayallerimi, en büyük kâbusa çevirenleri, elbet bir gün en tatlı rüyalarından uyandıracağım.
Nefretimi içime atıyorum her defasında seni kırmak istemiyorum ama artık kendime kızıyorum sana elveda.
Ne kadar kızsam da sana içimde aşkın yakıyor kalbimi adeta, seviyorum seni ama kızgınım sana bunu unutma.
Bana yapmayacaktın bunu. Sen umutlarımı, hayallerimi yıktın. Oysaki ne değer vermiştim sana, beş para etmezmişsin.
Her gecenin laneti üstünde olsun, beni kızdırdın dertler senin olsun, belki o zaman benim gidi dertlerle mutlu olursun.
Ne kadar dert varsa yıktın üzerime, vurdumduymaz gibisin bakmıyorsun bile! Ne bu kızgınlık bu öfke? İstemiyorsan güle güle!
Ne yürek kaldı sana verecek, ne de inancım kaldı seninle bu yolda gidebilecek. Kızgınlıklarım içimde kor oldu seni toprağa gömecek.
Nefret ediyorum senden neden bu kadar acı neden? Neden sevdim seni neden, soruyorum kendime nedenler içinde cevaplar gelmiyor içimden.
Ömrümden çaldığın zamana acıyorum, zaman hataları telafi edecek günün birinde ama sen o zaman telafisi olmayan bir hata olacaksın gözümde.
Sen o kadar tatlısın ki kızsam da kıyamıyorum sana, gözlerin geliyor aklıma gülümsüyorum o anda, delice seviyorum seni ama kızgınım hala sana.
Sana neye üzüldüğümü söyleyeyim mi? Yıllardır senin uğruna boşa harcadığım zamana yazık oldu, bütün emeklerime değer miydi senin gibi kalpsize.
Kral olsan tacın gider sultan olsan tahtın gider, kral değilim tacım gitsin sultan değilim tahtım gitsin ben kendi halinde bir ağacım fakat dalımı kiranın ağacını kökünden sökerim.
Nice haksızlık gördüm, mazlumları korurken, yargısız suçlu oldum, hem de durup dururken, nazenin bir goncaydım, canım yandı kururken, gönül yaralarımı azdırana kızgınım. Gözlerimi yollarda süzdürene kızgınım.