YOUTUBE KANALIMIZI TAKİP EDİN >>> YOUTUBE KANALA GİRİŞ İÇİN TIKLA
Instagram ve Facebook üzerinde sayısız takipciye sahip olan kullanıcılar tarafından biyografi alanına oldukça önem verilmektedir. Bu ister kısma kimileri hayatı hakkında bilgiler yazarken isterler ise beğendikleri bir sözü ekleyebilmektedir. buna istinaden 2021 İnstagram biyografi sözleri seçenekleri de bu noktada dikkat çekmektedir. En güzel instagram sözleri, kısa instagram sözleri, uzun ingilizce sözler , anlamlı İnstagram biyografi sözleri seçeneklerine aşağıdan göz atabilirsiniz. sizler için hazırladıgımız İnstagram biyografi sözleri seçeneklerini kopyalayarak bu kısma kolaylıkla ekleyebilirsiniz.
Biyografi Sözleri Cool Kısa Biyografi Sözleri Biyografi sözleri şekilli Biyografi Sözleri anlamlı Biyografi Sözleri Kısa anlamlı Fotoğraf Altına YAZILACAK Sözler Instagram Biyografi Sözleri Biyografi Sözleri İngilizce
En cazibeli olanlar, ne onları hemen öpmemize izin verenler (nankörleşiriz sonra) ne de asla öpmemize izin vermeyenler (onları da çok geçmeden unuturuz) değil, bu ikisi arasında cilveleşenlerdir.
“Sıradan konuşmaları değerlendiren her zamanki mantığım yok olmuştu. Konuşmaların içeriğinde ne bir entelektüel boyut ne de bir şiirsellik arıyordum, önemli olan ne söylediği değil, söylenenleri onun söylüyor olmasıydı -ve ben, onun ağzından çıkan her sözcükte mükemmeli duymaya karar vermiş bulunuyordum.”
Kısa Instagram Sözleri ;
facebook , Twitter ve instagram, her gün kendini yenileyen ve geliştiren dünya üzerinde en çok kullanıcısı bulunan sosyal medya platformlarıdır. Sayısız kullanıcıya sahip olan sosyal ağda arkadaşlarınız ile etkileşim halinde olabilir, yada günlük hayattaki yaptıklarınızı sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz. ancak Fotoğraf ve video paylaşımı yaparken mutlaka Güzel sözler eklenerek renklendirilmelidir. İnstagram biyografi alanı da kullanıcıların önem verdikleri alanlardan birisidir sizde biyografinize güzel sözler ekleyerek sosyal medyada renkli bir kişilik olabilirsiniz.. İnstagram biyografi sözleri ile en güzel, kısa, uzun sözlerden birisini seçerek bu alana ekleyebilirsiniz. İşte, en güzel, kısa, uzun 2021 İnstagram biyografi sözleri
“İnsanların asıl yüzünü görmek hem kolay, hem de bir işe yaramıyor,” demişti Elias Canetti, başkalarında gereksiz yere kabahat bulmamıza ilişkin.
Bana tercih hakkı verilseydi yine de doğduğum gün hayata gözlerimi açmak isterdim. Yine bu günleri yaşamak isterdim. Çünkü artık biz oturup hayal kurmuyoruz, inleyip hayallere kapılmıyoruz. Harekete geçtik ve planlıyoruz.
Ben insanlarla mücadele etmek istemiyorum. Beni yalnız bırakmalarını istiyorum. Yaşamak istiyorum.
Milyonlar dediğin insanların kasvetli ruhları buruşup kokmuş. Onların kendilerine ait düşünceleri yok. Kendilerine ait düşleri de olamaz. Onlar yemek yer, uyur ve başkalarının kafalarına soktuğu kelimeleri geveleyip dururlar.
Hiçbir zaman arkana bakma. Geçmiş ölmüştür. Fakat daima gelecek var. Daima bir gelecek var.
Belli bir yaşı geçince birbirlerinden ayrılamadıkları için birlikte kalan çiftlerin o hazin yaşlılığını yaşayacaklardı.
İçinden edebiyatın avantajı da bu, dedi: insan gittiği yere kelimeleri de kendisiyle birlikte götürüyor. Görüntüler soluyor, şekil değiştiriyor, silinip kayboluyor. Ama o, eski kelimeleri aynen yazıldıkları şekliyle boğazında yeniden buluyordu. Kelimeler onu yıldızların tıpkı bugünkü gibi parladığı geçmiş yüzyıllara bağlıyordu.
Ülke muazzam yolsuzlukların ve her şeyi felce uğratan tedbirlerin sorumlusu kemikleşmiş bir bürokrasi aygıtı yüzünden tıkanıp kalmıştı.
Yıldan yıla bilgisi arttığı halde, kendini daha da cahilleşmiş buluyordu. Etrafındaki anlaşılmazlıklar, zorluklar, çelişkiler çoğaldıkça çoğalıyordu.
Dua insanın kendisi ile Tanrı arasındaki özel bir sohbet gibidir biraz, yalnız cevapları duymayız, yapılması gereken tek şey inanmaktır.
Öfkeli bir karakter ve fazla hassas bir kalple doğmuşum. İkisi de bana çok zarar verdi.
Yetişkinler oyunun çocuklar için hayati bir etkinlik, hatta onlara biraz özgürlük tanıdığımız tek etkinlik olduğunu nasıl anlayamazlar?
Çocukların durumuyla ilgilenmedikçe dünyayı değiştiremeyiz. Yetişkinler onları kendi eşiti olarak kabul etmek yerine, onlara efendilerinin kölelere davrandığı gibi davranıyorlardı. Kadınlardan sonra, çocuklar da baskılanmış bir grup, neredeyse bir sosyal sınıf oluşturuyordu.
İçinden esaslı bir kitap okuyası geliyor, şöyle hayatın kendisinden daha güçlü, daha gerçek bir etki bırakan, kallavi kitaplardan birini…
Beklenti bedene ait, umutsa ruha. Fark bu. İkisi birbiriyle temas ediyor, birbirini tetikliyor ya da yatıştırıyor ama her birinin hayali farklı. Bir şey daha öğrendim. Bir vücudun beklentisi bir umut kadar uzun sürebilir. Seninkini bekleyen benim vücudumun mesela.
İlişkide ‘aldatma’ olmaz; varsa da, belki ilişki artık yok demektir: Mutlak (…) tam bir dürüstlük ve açıksözlülük üzerine kurulabilir ilişki ancak; bunlardan en küçük bir sapma bile, bütün ilişkiyi zedeler, yırtar, yokeder.
Yaşamak acı çekmektir ve hayatta kalmak acıda bir anlam bulmak demektir.
İnsanca özlemler dünyaya uymuyorsa, bozuk olan dünyadır; insanca özlemler, değil.
Oysa ilişki, ne kadar uzun sürmüş olursa olsun, sanki hep ‘yepyeni’ olmak zorundadır: Yeniliğini yitirip, bir kez, eskilerin yinelemesi haline gelirse, hiçbirşeye de yaramaz duruma düşer.
Seni bütünüyle kendime istiyorum; ama senin özgür olmanı, bağımsız olmanı da istiyorum -bana bağlı olmanı; ama, benden bağımsız olmanı…
Her içtenlik çabası, gidiyor, dolambaçlı ilişkilerimizde kurduğumuz sahteliklere çarpıyor.
İnsanlar bütün bu nesnelerin bir işe yarayıp yaramadığını, onlara ihtiyaç duyup duymadıklarını sorgulamıyor, sadece sahip olmayı arzuluyor ve hepsini derhal almaya yetecek kadar para kazanamamanın sıkıntısını çekiyorlardı.
Evleninceye kadar, aşk hikayeleri milletin meraklı bakışları ve yorumları altında yaşanırdı.
Hiçbir şey, ne zeka ne eğitim ne güzellik, hiçbir şey bir kızın cinsel itibarı, yani evlilik piyasasındaki değeri kadar önem taşımıyordu.
Toplumun işkillendiği şeylerin başında cinsellik geliyordu ve herkes her yerde, her şeyde onu görüyordu: açık yakalı elbiselerde, dar eteklerde, kırmızı ojede, siyah iç çamaşırında, bikinide, iki cinsin yan yana gelmesinde, sinema salonlarının loşluğunda, umumi tuvaletlerde, Tarzan’ın kaslarında, derste bir kızın elini saçına götürmesinde vs. “Mazbut” ve “hafif” diye sınıflandırılan kızları değerlendirmenin birinci ölçütü buydu.
Bu şartlarda, ancak evlenince sevişebilme izni alana kadar, mastürbasyon yıllarının sonu gelmiyordu. Yetişkinlere mahsus sandığımız, ama bütün dikkat dağıtma çabalarına, dualara rağmen ne pahasına olursa olsun tatmin edilmeyi isteyen hazzın özlemiyle yaşamamız gerekiyordu. Bizi sapkınlar, histerikler ve orospular sınıfına koyan sırrın yükü hayatımızı ağırlaştırıyordu.
“İnsan sona gelmiş olduğunu kabul etmeli: başka hiçbir yerde değil burda olduğunu, başka bir şeyi değil bunu yaptığını, asla ya da daima değil şimdi yapmakta olduğunu (…) sadece bu yaşama sahip olduğunu kabul etmeli.”
“Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar” diyordun. “Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar.”
Sözde bir yerlere gidiyor, sözde bazı şeyleri değiştiriyormuş gibi yapar, geri döndüğümüzde aldatıcı bir sükunetle, huzura kavuşuruz.
İnsanlar, hayatta başarı sağlayamayanları küçümser, kendilerinden üstün olanları da çekemezler.
İnsan söyleyemediklerinden ötürü çok az, ama söylediklerinden ötürü bin kez pişmanlık duyabilir.
Tiranların kendileri bile, insanların başkalarının onlara çektirdikleri acılara katlanmalarını olağanüstü buluyorlardı. Seve seve din kisvesine bürünüp kötü eylemlerine daha fazla otorite sağlamak amacıyla kendilerini ilahi sıfatlarla beziyorlardı.
Felaket ve kötülükleri her vakit herkes bilir; gizli kalan, yalnız iyiliklerdir.
Çevremle olan ilişkimi kestikten sonra dünya bana daha canlı, fakat aldırmazlık içinde ve oldukça sevimli göründü. Ben de bağımsız ve içine girilmez oldum.
Dürüstlük inancımdan başka neyim var benim? Onu da yitirdikten sonra bir yıkıntı dönerim ben.
Kimsesizler mezarlığına gömdüm imgelerimi. İpileyen sarımsı ışık pırpırlandı, sönmek üzere, sönünce kurtulacağım kendimden -acınası avuntu!-, ödeşeceğiz, kristal yüreklerine sırt çevirdiklerimle.
Susayım en iyisi. Uyumaktan başka çarem yok. Uyandığımda acılara katlanmayı sürdüreceğim yaşadıkça.
Hapı yuttuğunuzun farkında olmadıkça her şey iyi ve güzel. Bir an kuşku duyarsanız, kendinizi çalışmaya verirsiniz, para kazanmakla avunursunuz, televizyon seyreder, içki, sigara içersiniz. Böylece tüm korkularınızı bastırırsınız. Bastırdığınızı sanırsınız.
İyi bir hayat yaşamak, dayanabilmek için çırpınıp duruyorlardı. Bir sevgiyi kurtarabilmek için, koruyabilmek için.
Birbirimizi çok seviyorduk; birbirimize bizim kadar yakın iki insan yoktu evimizde, belki de kasabada, tüm dünyada, ama ondan çekiniyordum. Birbirimizden hep çekinirdik zaten. Sevgimizin kökü toprağın çok derinlerinde, sağlam hantal gövdeli bir ağaç değildi belki; ince, narin bir çiçekti. Tabii öyle olması hiçbir şeyi değiştirmezdi.
Okuma vakti mesele ediliyorsa, ortada okuma arzusu yok demektir; çünkü aslına bakılırsa, kimsenin hiçbir zaman okumaya vakti yoktur. Ne küçüklerin ne gençlerin ne de büyüklerin. Hayat, okumaya vurulan sürekli bir köstektir.
İnanç çok, ama ruh bir tanedir. Sende de, bende de, onda da. Demek ki her birimiz kendi ruhumuza inansak birleşmiş olacağız. Her insan kendine inansa herkes bir araya gelecek.
Bu kapıları bana Atatürk açtı softa herif anladın mı? Atatürk açtı bu kapıları bana, sen kim oluyorsun da yeniden o karanlık deliklere tıkmaya kalkıyorsun Türk kadınını ha?
0 Comments